
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Meclis Üyesi Didem Tokgöz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Çorum’da kadın sığınma evinin neden yapılmadığını Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’a sordu. Başkan Aşgın ise bu çalışmayı yapmaya hazır olduklarını vurguladı.
Çorum Belediye Meclisi’nin Mart ayı toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda gündem dışı söz alan CHP Belediye Meclis Üyesi Didem Tokgöz, nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin kadın sığınma evi yapma zorunluluğuna dikkat çekti, “Belediye kanunumuzda yer alan nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin kadınlar için sığınma evi açma zorunluluğu var. Biz bunu fırsat buldukça talebimizi ilettik. Geçtiğimiz yıllarda binlerce imzayı beyaz masaya verdik. Biz bu talebimizi sıklıkla dile getireceğiz. Ancak başkanımıza soruyorum, bu konuyla ilgili neden çalışma yapmadığınızı tam da bugün kamuoyuna açıklarsanız ben çok sevinirim” diye konuştu.

Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın da gerekli çalışmayı yapmak için hazır olduklarını belirterek, “Kadın sığınma eviyle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüz ile irtibat halindeyiz. Müdürlüğümüzle beraber, işletmesini müdürlüğümüzün yapması durumunda burasının yapımı, teşrifatı, tüm donanımını temin noktasında mutabık durumdayız. Önümüzdeki süreçte de bu gerçekleşecektir” şeklinde konuştu.
“BİZ KADINLAR ÖLMEZDEN GELEMİYORUZ, SİZLER DE GÖRMEZDEN GELMEYİN”Öte yandan CHP’li Meclis Üyesi Didem Tokgöz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili de şunları söyledi:
“8 Mart dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdikleri gündür. Bizim için 8 Mart ikincil bir cinsiyetin toplumda yerini bulma mücadelesi değil, toplumun yarısına ikincil muamelesi yapanlara utancını hatırlatma, cehaletlerini fark etmeleri için bir fırsat sunma günüdür. Bu konuda toplumsal farkındalık oluşturmak adına alanlarda yer alan, eşitsizliğe dur demek için adliye koridorlarında kadınlarımızın haklarına destek vermek için bulunan kadınlarımızın emeklerine sağlık. Bizim için 8 Mart sadece takvimsel olarak bir gün değil yaşamlarımıza sahip çıkma günüdür. Bizler eşit ve adil yaşamak için birbirimize kol, kanat germek zorundayız. Çünkü biz beyler, biz kadınlar birbirimize görünmez bağlarla bağlıyız. Birimiz zulme uğradığında diğerimiz çaresizlik hissediyor. Birimizin acısı hepimizin ortak acısına dönüşüyor. Geçtiğimiz hafta bir gün içerisinde sekiz kadın öldürüldü. Biz kadınlar ölmezden gelemiyoruz maalesef. Sizler de görmezden gelmeyin diye tekrar anlatıyorum. Çünkü biz bir üstünlük, ayrıcalık istemiyoruz. Biz canımız değerli, kıymetli olsun istiyoruz. Biz tehdit aldığımız zaman devlet organları koordinasyon içerisinde çalışsın istiyoruz.”