Gülümse

Abone Ol
Gülümse İnsanlar yıllar önce, kendilerini hayvanlardan ayıran en büyük özelliğin düşünmek olduğu yanılgısına düşmüşler. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar da,  bir çok hayvanın da düşünme ve akıl yürütme yetisine sahip olduğu görülmüş. Ve sonucunda, insanlarin yapıp hayvanların yapamadığı en belirgin şeyin gülmek olduğu farkedilmiştir… Bu yazıyı nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Fakat senelerce not defterimde sakladım. Okuyup hatırlamak bana hep iyi geldi. Gülmeyi çok severim, sevmeyen var mıdır bilmiyorum ama benim hiç gülerken hiç görmediğim insanlar oldu hayatımda. Kimse kendini bu hediyeden mahrum etmemeli bence. Gülümsemek, gülmek ruhun gıdası gibi. Her zaman iyi gelir. Bu yüzden birlikte gülebildiğimiz insanların yakınında olmak isteriz her zaman. Birlikte gülmek ya da birini gördüğümüzde gönülden gülmek çok kıymetli. İnsan yaşadığı her anı hatırlayamıyor fakat çok güldüğü anları unutmuyor,  üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin. Küçükken kuzenlerimle daha sonraki yıllarda arkadaşlarımla gülmekten karnımızın ağrıdığı zamanlar olurdu. Bazen çenemde ağrırdı, o kadar gülerdik. Fakat bu anlar bir zaman sonra tükendi. Ne zaman nerede son buldu bilemiyorum. Ama bitti. Hala çok güldüğüm zamanlar oluyor fakat o çocuklukta ki kadar şiddetli değil. Acaba şimdi ve çocukluk arasında ki bu keskin farkı yaratan ne? O farkı bulup, onu ortadan kaldırmak istiyorum. Karnım ağrıyana kadar gülmek istiyorum yeniden. Peter Pan masalını hatırlıyor musunuz? Peter Pan, büyümeyi reddeden bir çocuktur. “Var olmayan” ülke adında bir ülkede de yaşar. Birde perisi vardır Peter Pan’in, yanından hiç ayrılmayan. Belki periden belki ülkeden ve aslında her ikisinden, Peter Pan hiç büyümez. Carl Gustav Jung, analitik psikolojinin kurucusudur ve içimizde hiç büyümeyen bir çocuğun olduğunu farketmiştir. Yani Peter Pan’i. İçimizde ki çocuk! Demek içimizde de, Var Olmayan  Ülke var, bir periyle birlikte… Bu ülkeye hangi yoldan gidilir. Ve istediği nedir Peter Pan’in? Çocuklar hep gülmek ister. Ve en çok ve en içten onlar güler. Hadi o zaman kocaman gülümse. Hatta ara birlikte çok güldüğün birini ya da koş git yanına şöyle kahkahalarla gülün hayata! Çünkü yaşadığınız hiç bir şey gülümsemeyi unutturacak, içinizde ki o büyümeyen çocuğu öldürecek kuvvette değil. Hemen şimdi gülümsersen farkedeceksin. Büyüdükçe sertleştikçe ve kalbimiz hiç gülmeyecek kadar kabuk bağladıkça güçlenmeyiz. Aksine ne kadar saf, o dünyaya gelen ilk halimizle, o zamanlarda ki gibi kalırsak o kadar kuvvetliyiz. Hadi o zaman gül, gülümse!