Yapılmaması Gereken İlk Şey Bu Olmasa da Bunu Yapmamalıyız!
İlk amacı kümede kalmak olan ancak alacağı sonuçlara göre kendine yeni hedefler belirleyeceğini açıklayan Ahlatcı Çorum FK bu hedefinde ilk önemli viraja girdi. Virajın ilk kıvrımında trajik bir yenilgi alındı ancak viraj henüz bitmedi! İkinci kritik viraj öncesinde direksiyon başındaki yönetim, teknik heyet, futbolcular ve tribünler ilk virajdaki darbeyi unutup bir sonra viraja odaklanılırsa ikinci viraj olan Bandırmaspor karşısında alınacak galibiyet taraftarın çok istediği süper lig hedefine büyük katkı sağlar. Bu yapılmaz ve kafalar geriye çevrilirse muhtemelen ikinci virajda da ilk virajdakine benzer bir senaryo ile karşı karşıya kalınır ve hedefi en iyi şartlarda play-offlar üzerinden süper lige çeviririz ki bunun ne kadar zor olduğunu geçen sezon gördük. Peki ne yapmalıyız?
Öncelik ile geçtiğimiz haftaki yazımı kısaca özetlemek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta ilk köşem olan “En iyi ara transferi açıklıyorum” başlıklı yazımda Ahlatcı Çorum FK'nin son dönemdeki başarısını ve özellikle Ümraniyespor galibiyetini, yönetimin taraftarı tribüne çekmek için attığı doğru adımlara bağlamıştım. Başkan Oğuzhan Yalçın'ın protokol tribününe yönelik yaptığı eleştirilerin ardından, çocuklara maç bileti hediye edilmesi, 65 yaş üstüne ücretsiz giriş ve uygun fiyatlı biletler gibi uygulamaların tribünleri doldurduğunu ve bu durumun takıma olumlu yansıdığını da belirtmiştim. Yazımda ayrıca oluşan pozitif atmosfer ve taraftar desteğinin, pahalı transferlerden daha etkili olabileceğini ve bu sayede takımın belki de süper lige çıkabilecek bir fırsat yakalayabileceğini vurgulamıştım. Son olarak, yönetimin bu tür uygulamalara devam ederek Çorum halkını kazanmaya ve başarıya ulaşmaya devam etmesini ummuştum.
Gelenim bu haftaki konumuza … Ben bu yazıyı yazarken de, siz bu yazıyı okurken de sosyal medyada teknik heyete, futbolculara sitemler ediliyor. Hafta boyunca belki hiç spor haberi okumamış birileri bile bir yerlerde, her saatini “Nasıl daha çok puan kazanabilirim?” düşüncesine sahip olduğunu düşündüğüm teknik direktörlere akıl veriyor, istifaya çağırıyor. Antremanlarda neler yaşandığını bilmeyenler -bilmediklerini bildikleri halde- kadro kuruyor. Sonra bu tarz kişiler, gözüne kestirdiği kişileri hedef tahtasına koyuyor ve kendileri haklı çıkmak adına desteklediğini söylediği takımının menfaatini hiçe sayıyor.
“Peki ne yapmalıyız?” sorunun cevabı burada. Yapılmaması gereken ilk şey bu olmasa da, bunu yapmamalıyız!
Elbette taraftar bunu yapmazsa süper lig garanti değil ancak taraftar bunu yapmazsa en azından bu sezon için puan tablosunda daha yukarı sıralar kesin.
Sözlerim taraftara … Eleştiri elbette çok önemli ancak, sahada oyun devam ederken değil. Gelin bu hafta gözünüze kestirdiğiniz isimlere ilk fırsatta tepki göstermek yerine destek verin. Desteğinizin işe yaradığını görmezseniz de maç bitince onların da duyguları olan bir canlı olduğunu ve takımına katkı sağlamak isteyen sporcular olduğunu unutmadan verin.
Bunu sadece ben değil, kulübün diğer bileşenleri de istiyor, söylüyor. Herkesin hem fikir olduğu konuda diretmek pek mantıklı olmasa gerek.
Siz bunu yapın bir şeyler değişmese söz, bu kez de biz onları eleştiririz güzelce. Taraftarın öncelikle amacının destek olduğunu unutmayın.
Geçtiğimiz haftaki yazımda ayrıca yer alan
“10 kişi kalan rakibe karşı sahada 11 kişi olmak; sahada 11 kişi olan rakibe karşı siz 12 kişi olduğunuzdan daha zor olabilir” cümlesi de gerçek oldu.
Serkan Özbalta’nın takımı pazar günü Atatürk Olimpiyat Stadyumundaki maçta sahada önce 10 ardından da 30 dakika boyunca dokuz kişi kalan rakibine karşı neredeyse etkili atak geliştirmekte zorlandı. Oysa Ümraniyespor maçında sahada etkili taraftarın da varlığı ile 12 kişi olan Kırmızı-Siyahlılar yine güçlü olan rakibine oldukça zor anlar yaşatmıştı. Eminim ki pazar günü oynanan Fatih Karagümrük-Ahlatcı Çorum FK maçı aynı kadrolar ile Çorum’da ve Ümraniyespor maçındaki tribün ile oynansa Serkan Özbalta'nın takımı rakip 11 kişi de olsa çok daha etkili oynardı. Bu yüzden Bandırmaspor maçında Kırmızı-Siyah renklere gönül verenler stada gelmeli ve takımını desteklemeli.
Bunu yönetim ister herhalde diye düşünüyorum! Daha önce tribünleri hareketlendirmenin bir yolunu bulan Oğuzhan Yalçın’ın bu maçta da bilet fiyatlarını benzer seviyede tutmasını ve çocukları da maça çekecek yeni bir hediye vermesini bekliyorum. Çalıştığınız gördüğünüz bir sistemi bozmazsınız değil mi? Aksi olursa… Niye olsun ki ?!
Sonuç olarak amacı bağcı dövmek değil de üzüm yemek olanlara selam olsun.
Umarım haftaya yine yönetim doğruları yaptı, tribünleri ateşlemeyi başardı ve tribün desteğinin etkili olduğu maçta aldığımız galibiyet ile süper lige göz kırpıyoruz” temalı bir yazıda buluşuruz.