KVKK’YA DAİR
Son zamanlarda yaşanan teknolojik gelişmeler ve sosyal medyanın kullanımı ile birlikte kişisel verilere erişim de bir hayli kolaylaşmıştır. Hal böyle olunca kişisel verilerin korunması konusu da ayrı bir önem kazanmıştır.
Tarihin en eski dönemlerine dayanan ve idari süreçleri kolaylaştırmayı amaçlayan kişisel verilerin kayıt altına alınması ve buna karşın hukuka uygun şekilde idari tekel haricinde bu verilere erişilmemesine yönelik kişisel verilerin korunması hakkı büyük önem arz etmektedir. Bu hakkın, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan önce yükselen totaliter eğilimlerle birlikte büyük toplumsal yıkımlara sebebiyet verecek şekilde ihlâl edildiği görülmektedir. Savaş sonrasında, dünya barışını yeniden tesis etmek üzere oluşturulan kurumların gerçekleştirdiği düzenlemelerde ve yargı kararlarında bu hakkın korunması yönünde gelişmelerin söz konusu olduğu, ancak bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ve küreselleşmeyle birlikte kişisel verilerin tanımının geliştiği, buna karşılık ilgili verilerin korunması hakkına karşı yeni riskler ve tehditler oluştuğu görülmektedir.
Kimliği belirli veya belirlenebilir nitelikteki bir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olan kişisel verilerin korunması hakkı, kişilerin toplum içerisinde mahremiyetlerine dönük endişe yaşamadan ve kişiliklerini serbestçe geliştirmelerine imkân tanıyan bir haktır ve hukuki dayanağını kişilik hakkı ve özel hayatın gizliliği hakkı oluşturmaktadır. Sınırsız bir şekilde korunmayan bu hak, OECD, BM, AB gibi uluslararası kurumların düzenlemelerinde ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere devletlerin ulusal hukuklarında uzun süredir yer almaktadır. Bazı ülkelerin geçmişindeki otoriter deneyimler nedeniyle bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasına verilen önem; elektronik ticaret başta olmak üzere teknolojinin yarattığı riskler ve Avrupa ile ticaret yapmak isteyen üçüncü ülkelere veri aktarımının koruma altına almak isteyen bu düzenlemeler ışığında bir kişisel verileri koruma kanunu için gerekli ortam Türkiye'de de bulunmaktadır.
Yüzyılımızın sahne olduğu teknolojik gelişmelerle birlikte bilgisayar ve internet günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu doğrultuda kişisel verilerin önemi ve verilerin maruz kaldığı muhtemel tehlikeler artmıştır. Tüm bunlar yaşanırken hukuk, kişisel veriler konusuna kayıtsız kalamamış, kişisel verilerin ne olduğunu ve nasıl işlenip ne şekilde korunacağını düzenlemiştir. Ceza yaptırımının ağırlığı nedeniyle son çare olarak nitelendirilen ceza hukuku da kişisel verileri korunmak için birtakım fiilleri suç saymıştır.
Unutulmamalıdır ki, kişisel verilerin etkin şekilde korunmasının yolu, bu bağlamda bir toplumsal kültür oluşmasına bağlıdır. Bunun yolu ise ulusal mevzuatın uyumlaştırılması ve kişilerin kişisel verileri hakkında bilinçlenmesiyle ilişkilidir. Nitekim KVKK ile oluşturulan Kurum, bu yönde öncü çalışmalar yapmakta ve böyle bir kültürün oluşmasına katkı sağlamaktadır. Bu kültür sadece ilgili kişilerin değil aynı zamanda veri sorumluları ve varsa veri temsilcilerinin de gerek özel gerek kamu sektörü olarak bilinçlenmesiyle tesis edilecektir. Bu sayede kişisel veri koruma kültürünün güçlenmesi
ve kişisel verilerin korunması hakkına karşı ihlâllerin sayısının azalması beklenmektedir. Bu amaç, ülkemizin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olma idealinin gerçekleşmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Kaynak: Uğur Orhan, 2021, Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Türk Ceza Hukuku Düzenlemeleri Üzerine Değerlendirmeler, AÜHF Dergisi
H Bozkurt, 2021, Kişisel Verilerin İşlenmesinin Hukuki Boyutu, acikbilim.yok.gov.tr