ABD ve İsrail’in Zorla Nakil Meselesi
Tüm dünya, 7 Ekim 2023 sabahı Filistin halkının, Siyonist ve işgalci rejime karşı kendi topraklarını savunmak için başlattığı mücadelenin sesiyle uyandı. Direnişin sesi; dili, dini, ırkı fark etmeksizin adaletsizliğe dur diyebilen insanların sesiyle harmanlandı. Uluslararası hukuk nezdinde “meşru müdafaa” haklarını kullanan Filistinliler ’in verdiği mücadele tüm insanlığın haklı davası oldu. Netanyahu’nun ve İsrail hükümetinin cezalandırılması, Birleşmiş Milletler’ in bölgeye müdahale etmesi gerektiği mesajları verildi. Bu aşamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu’nun savaş suçları işlediğine delaletle hakkında tutuklama kararı verdi. Tutuklama kararı, bazı ülkeler tarafından UCM kararlarının devlet başkanlarını kapsamayacağı sebeplerine dayanarak göz ardı edildi fakat Roma Statüsü uyarınca devlet başkanlarının da herhangi bir birey gibi dokunulmazlığa haiz olmadığından kararın her bir taraf devletçe iş birliği içerisinde uygulanması Roma Statüsü madde 86 gereğidir.
Gazze gündemi her geçen gün değişmekle, 19 Ocak tarihinden bugüne görüşülen en spesifik gündem maddesi, Filistin-İsrail arasında imzalanan Ateşkes anlaşmasıdır. Ateşkes Anlaşması 3 aşamalı olmakla, ilk aşaması esir takası gerçekleşmiş görünürde faaliyete geçmiş bir anlaşma ihtiva edilse de, İsrail saldırılarına ivme kazandırmış durumdadır. Öyle ki, bu zaman dilimi İsrail’in yak-yık-yok et anlayışının son demleridir. Ateşkesin anlaşmasının tam anlamıyla uygulanmaması pek çok sorunu devamında getirmekle, Trump ve Netanyahu’nın ” Filistinlilerin Güvenli Bölgelere Göç Ettirilmesi” fikri, Roma Statüsü madde-7/1/d ‘de aktarıldığı üzere insanlığa karşı suçtur:
“Nüfusun sürgün edilmesi veya zorla nakli”, uluslararası hukukta izin verilen gerekçeler olmaksızın, belli bir yerde, hukuka uygun olarak ikamet eden insanların sürülmesi ya da başka zorlayıcı fiillerle zorla yer değiştirilmeleri anlamına gelir.”
Filistin direnişi, kati surette topraklarını terk etmeyeceklerini Hamas tarafından duyurdu. Şayet zorla nakil ettirilirlerse, göç esnasında ve güya yerleştirilecekleri güvenli bölgelerde zor şartlar altında yaşama tabi tutulmaları da bilhassa soykırım suçunun unsurlarını da ihtiva edecektir. Filistin devleti yıkılmış değildir. Siyonist rejimin, Halkın zorla kendi toprakları dışına sürgün ettirilmesi anlayışı uluslararası hukuk bağlamında suç unsurlarını ihtiva etmektedir. Filistin Roma Statüsüne taraf devlettir. Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili olarak UCM’nin yargı yetkisi bulunmaktadır. ABD her ne kadar Roma statüsüne taraf olmasa bile Trump’ın ilk defa açıkça Filistin halkı üzerindeki “zorla nakil” suretiyle suç işleme kastı doğrultusunda ve ilerleyen zamanlarda Netanyahu ile iştirak halinde bu suçu işlediği düzlemde UCM’nin yargı yetkisi kapsamında cezalandırılması gündeme gelecektir.