Sen Kötü Şeyleri Çok Güzel Söylüyorsun
Bazı insanlar vardır, kelimeleri bir mücevher gibi işler. Söyledikleri şey ne kadar sert ne kadar acımasız ya da karanlık olursa olsun, onların ağzından döküldüğünde bir melodiye dönüşür. Kötüyü güzelleştirme yeteneği, bu insanların en etkili silahıdır. Bu, bir tür büyü gibidir. Yaraya merhem sürmek yerine, yaranın ne kadar derin olduğunu anlatarak insanı o acıyla yüzleştirir. Ama nasıl oluyorsa, bu yüzleşme bile bir tat bırakır insanda.
İnsan neden kötü şeyleri güzel söylemek ister? Kimi zaman gerçekleri olduğu gibi söylemek fazlasıyla serttir. Ölüm, ayrılık, başarısızlık gibi hayatın acımasız gerçekleri, insana çıplak bir şekilde sunulduğunda dayanılmaz olur. İşte tam burada kötü olanı süslemek, ona bir estetik katmak devreye girer. Bu, bir şefkat biçimi midir, yoksa gerçeklerin gücünü azaltma çabası mı?
Kötü şeyleri güzel söylemek, bir savunma mekanizması da olabilir. Hayatın ağırlığını taşımak, onu estetikle hafifletmekle mümkün olur bazen. Çünkü insanlar, güzellikte teselli bulurlar. Birinin acısını dinlerken, kelimelerin dansı bize acının sertliğini hissettirmeden onunla başa çıkmayı öğretir.
Ama bu durum bir yanılsama yaratabilir mi? Kötüyü güzel söylemek, kötü olanı hafife almak demek midir? Acıyı estetize etmek, onun gerçek gücünü azaltır mı? Yoksa asıl mesele, o acıyı dönüştürmek midir?
Belki de bu soruların cevabı, kötüyü güzel söyleyen kişinin niyetinde saklıdır. Bazıları bu gücü, karanlığı örterek bir kaçış yaratmak için kullanır. Oysa bazılarının amacı tam tersidir. Güzellik yoluyla karanlığı görünür kılmak. O kötü şey, ne kadar güzel söylenirse söylensin, sonunda insanı düşünmeye, sorgulamaya iter.
Bazen bir dost, size en kötü haberi verirken yüzüne bir gülümseme kondurur. O an, bu gülümsemenin ardında bir teselli bulursunuz. Belki de kötüyü güzel söylemek, insanın insanlığa sunduğu en büyük armağandır. Çünkü hayat, ne kadar sert ve acımasız olursa olsun, o kelimelerin içinde bir umut buluruz.
Ve işte bu yüzden, kötü şeyleri güzel söyleyen birini dinlemek hem yüreğimizi acıtır hem de bizi iyileştirir.