Yine Sen
Sikar kentinin dışında Shekhawati denilen çorak bir bölgede bir aşram varmış.
Ve burada öğretmenlik yapan gurunun hikâyeleri Hindistan'ın dört bir tarafında anlatılır dururmuş. Derlermiş ki bilgisi sonsuzdur. Şefkati okyanustan bile engindir. Dudaklarından da ruhu besleyen bir bal dökülür. Ama en önemlisi bu guru her bir öğrencisine özel bir hediye vermesiyle bilinirmiş…
Öğrencilerini yıllarca dikkatle izleyen usta, bir öğrencinin yeterli olgunluğa ulaştığını gördüğünde onu odasına çağırır ve büyük bir gizlilikle seçilmiş bir mantrayı, bir sözü ona hediye edermiş. Ama bunun sadece bir "söz" ol- duğunu düşünmeyin! Hayır, çok daha fazlasıymış. Bu özel söz öğrencinin hayatta sahip olduğu en değerli şey haline gelirmiş. Eğer öğrenci bu sözü her nefesinde tekrarlar ve her adımında tınlamasına, içine iyice işlemesine izin verirse maddi ve manevi dünyanın bütün kapıları ona açılırmış. Gurunun öğrencilerine hediye ettiği mantraların ünü o kadar yayılmış ki zengin tüccarların oğulları, cesur savaşçılar ve saray danışmanları eğitim almaları için bu aşrama gönderilir olmuş. Gurunun okulu ülkenin kuzeyinden, güneyinden, doğusundan ve batısından öğrenciler tarafından ziyaret edilmeye başlamış.
Okulda kalan erkek çocuklar bütün gün çalışırmış. Biri hariç: Jri. Diğer bütün çocuklardan farklıymış Jri, çünkü aşrama eğitim için zengin ailesi tarafından gönderilmemiş; ailesi onu daha bebekken kapının önüne bırakıp gitmiş. Usta onu sonsuz âlicenaplığıyla içeri almış, beslemiş ve aşrama hizmet etmek üzere yetiştirmiş. Okuldaki çocuklar uyandığında Jri kahvaltı hazırlar, onlar yerken bahçeyi süpürür, sabah yürüyüşü için dışarı çıktıklarında meditasyon odasını hazırlar, mumları yakar, yastıkları pat patlarmış. Ders sırasında hepsi hayranlıkla ustanın sözlerini dinlerken ne mi yaparmış Jri?
Eh, o zaman Jri de dinlermiş; bir perdenin arkasına gizlenir, o da kulak kesilirmiş.
Jri ustanın derslerini dinledikçe büyülenmiş gibi olur ve gizliden gizliye kalbinde bir dilek büyütürmüş: Bir gün ustanın ona da bir mantra vermesiymiş bu dileği! Geceleri yatağına yattığında hayal kurarmış. Ustanın onu odasına çağıracağını, aşrama bağlılığını ve parlak zekâsını öveceğini, ona sadece kendisi için yaratılmış bir söz, bir mantra vereceğini hayal edermiş.
Jri'nin gerçeklerden kopuk bir hayalperest olduğunu sanmayın. Hayır! Yerini bilirmiş. Bir hizmetli olduğunu, bir öğrenci olmadığını bilirmiş. Ancak guru derslerde öğrencilerine bu hayatta her birinin kendi gerçeğini yaşaması, bulunduğu yere göre görevlerini bağlılıkla yerine getirmesi gerektiğini söylüyormuş. Bu yüzden Jri -bir hizmetli olarak görevlerini en iyi şekilde gerçekleştirmek için elinden geleni yaparsa, ustanın ona mantrasını vereceğine inanmış bir halde dünyanın görüp göreceği en iyi hizmetli olmaya karar vermiş. O günden sonra aşramda verilen en iyi kahvaltıları hazırlamış; bahçeyi o kadar iyi süpürüyormuş ki yerdeki çakıltaşları bile pırıl pırıl parlıyormuş ve meditasyon odasında o kadar çok mum yakıyormuş ki öğrenciler kendilerini yıldızlı bir gökyüzünün altında ders yapıyor gibi hissediyorlarmış. Ama çok iyi bir hizmetli bir noktadan sonra görünmez olur. Çünkü ihtiyaçlarımız daha biz eksikliğini duymadan karşılanırsa aldığımız hizmetin değerini bilemeyiz. Bu yüzden usta Jri'nin bağlılığını fark etmeden zaman geçip gidiyormuş.
Ama bu onu yıldırmamış.
Devamı edecek...
*Judith malika’nın Masal Terapi adlı kitabından alıntıdır.