Tövbe Kulun bir kez Allah dediğinde Allah’u Teala’nın o kuluna “Buyur Kulum” dediğini biliyor musunuz? İnsanoğlu, yaratılış itibariyle günah işleyebilen bir varlık olması nedeniyle, Allah günahtan kurtuluş yolu olarak “tövbe kapısını” insanlara açmıştır.  Her insanın tövbe ihtiyacı vardır. Peygamber efendimiz (sav)” günahkarların en hayırlısı tövbe edenlerdir” buyurmuşlardır.                           Müslümanın günahlarına tövbe etmesi dini bir görevdir. Bu itibarla tövbe, imanın ilk makamı, hak     yolculuğunun başlangıcı ve Allah’a sığınma kapısıdır.  Bu kapıya muhtaç olmayan insan yoktur.  Tövbe sözlükte “Allah’a dönüş ve yöneliş” anlamına gelir.                                                                                                                                                Dini terim olarak ise, kulun işlediği kötülük ve günahlara pişman olup bir daha yapmamak üzere onları terk ederek Allah’a yönelmesi, Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak Allah’a sığınması ve bağışlanmasını dilemesi demektir.  Kulun tövbe ile günahlarından arınarak adeta asli ve fıtri temizliğine geri dönmüş olur. Zira Peygamber Efendimiz, “Günahtan tövbe eden kimse hiç günah olmayan kimse gibidir” buyurmuştur.   (İbn Mâce) Rabbimiz, kulun tövbe etmesini, çok önemli bir yetisini kaybedip ondan ümidini kestiği bir anda karşısında bulan birinin sevindiğinden daha çok sevinmektedir. (Müslim, Tevbe 2) Yüce Allah insanın özgür iradesi ile hatasından dönüp, kendisinden bağışlanma dilemesinden memnun olmaktadır. Zaten insanı Allah katında değerli kılan da ona niyaz, yardım ve bağışlanma istemesi değil midir?  Sevgili Peygamberimiz (sav) tövbenin önemi hakkında şöyle buyurmuştur; Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz.  Zira ben onu günde yüz defa tövbe ederim.  (Müslim, Zikir) Bu bağlamda Yüce Allah tarafından geçmiş, gelecek bütün günahları af edildiği halde Allah Resul’ünün günlük yaşantısında Rabbine çokça tövbe etmesi ne kadar da manidardır. Tövbe Allah Resulü için Rabbi ile iletişim kurma vesilesidir.  Zira Allah çok tövbe edenleri sever. O halde insanoğlu, Allah Resulünün tavsiye ettiği gibi tövbe ve İstiğfarı günahlardan kurtuluş vesilesi kılmalı, Rableri ile aralarındaki bağı kuvvetlendirmek için bunu fırsata dönüştürmeyi bilmelidir. Tövbe etmek için belli bir zaman ve mekan şartı koşulmamakla birlikte Kur’an-ı Kerim de seher vaktinde tövbe edenler övülmüşlerdir.  Peygamber efendimiz, Allah Teala’nın kullarını affetmek için gece dünya semasına tecelli edeceğini şöyle haber verir; ”Yüce Rabbimiz her gece, gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve şöyle buyurur;  bana dua  eden yok mu ki, duasını kabul edeyim?   Benden bir şey isteyen yok mu ki, ona dilediğini vereyim! Benden mağfiret isteyen yok mu ki, onu bağışlayayım!” (Âli İmran 3/17) Tövbe ederken insan istediği ifadeleri seçip, pişmanlığını en içten ve samimi olarak dileğini en güzel şekilde dile getirmelidir.  Allahu Teala’nın tövbe kapısı her daim açıktır. Bu kapının açık olması bizleri günaha sevk etmemelidir.   Nasılsa günahlarıma tövbe ederim ve günahlarım da af olunacak diyerek günah işlenmemelidir. Çünkü kişi günah işlerken ölmeyeceği garantisini veremez. Günah bağışlanmaz diye ümitsizliğe düşülmemelidir. Çokça günaha girmiş olanlar için Allah senin günahlarını bağışlamaz denmemelidir. Bu ifadeler çok yanlıştır. Allah günah işleyenlerin tövbesini kabul edicidir. Allah’ın rahmetinden hiçbir zaman ümit kesilmemelidir. Günah ve tövbenin hikayesi  Hz. Adem ve Havva ile başlar.  İlk kabul edilen tövbe de onların tövbesidir.  Şeytanın yalanlarına kanılarak “Bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz “uyarısı çiğnenince olan oldu ve cennetten çıkarıldılar. (Bakara 2/35-36) Suçlular ve pişmanlıkları tarifsiz... Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ziyana uğrayanlardan oluruz diye seslendiler. Ve Allah’ta onların tövbelerini kabul etti. (Bakara2/37).  Ashabı Kiramdan örnek verecek olursak; Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi, yapmış olduğu günaha günlerce ağlayarak ve tövbeler ederek bağışlanma dilemiştir. Peygamber efendimizin kendisine bir gün gel diyeceğini ümit etmiştir. Kendisinin günahı affedilmiş ve sahabelerden birisi olmuştur.  Nitekim Ömer, Peygamberimizi öldürmeye giderken hatasından dönmüş, Hz. Ömer (RA) ‘Emirü’l Mü’minin‘ olmuştur. Dikkat buyurun ki iki şey insanı helak eder: 1-Tövbe ederim diye günah işlemek 2-Tövbeyi sonra yaparım diye geciktirmek.                                                                                                                                                                            Tövbe etmek Allah’ın rızasını kazanmasına vesile olur. Günahların temizlenmesine, ruhsal ve psikolojik olarak rahatlamaya vesile olur. Kalbin, aklın temizlenmesine vesile olur. Tövbe insanı olgunlaştırır.  Çokça tövbe edenin rızkı bollaşır ve hayatı bereketlenir. Günahlar kalbi paslandırır, tövbe kalbin pasını siler. Tövbe dertlere deva olur, hastalıklara şifa olur. Çokça tövbe edeni Allah ve Resulü sever. (Nitekim Recep ayı da tövbeyi çoğaltacağımız aylardandır) Peygamber efendimiz (SAV) şöyle buyurur; her kim tövbe etmeye devam ederse Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır. (Buhari, Tırmizi) Yüce Rabbimiz bilerek ya da bilmeyerek yapmış olduğumuz günahlarımızı, hatalarımızı, kusurlarımızı, isyanlarımızı af eylesin. İbadetlerini tam anlamıyla yerine getirerek, güzel ahlaklı bir hayat sürmeyi, imanla ölmeyi nasip eylesin. Âmin Allah’ım, Recep ve Şaban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına eriştir.