YILBAŞI KUTLAMASI Yılbaşı kutlamaları denilince; eski yılın sona erip  yeni yıla geçildiği 31 Aralık  1 Ocak gecesi yapılan eğlence ve faliyetler akla gelir. Ancak yılbaşı kutlamaları, ilk bakışta yeni yıla girişin kutlamaları gibi gözükmekle birlikte tahrif edilmiş hristiyan kültürüne ait dini bir kutlamadır. Batı dünyasında olduğu gibi ülkemizde de aralık ayı’nın son günleri yaklaştıkça mağazaların vitrinleri süslenir, noel baba yerini alır, yılbaşı hediyeleri sepetleri doldurur. Her yılbaşı öncesi çam ağaçları, özenti sahibi insanlarımızın bir akşamlık zevkleri için kesilir, masaları yılbaşına özel hindi süsler... Ülkemizde bu adet ve gelenekler “Yılbaşı kutlamaları” adı ile anılmaktadır. Bunlar Hristiyanlara benzeme ,İslamın hududlarını  aşma olayıdır. Müslümanlar bundan kaçınmalıdır. Günümüzde yılbaşı kutlamaları alkollü içeceklerin çokça tüketildiği, kumarın, israfı aşan alışverişlerin yapıldığı bir zaman dilimi olmuştur. Oysaki İslam dini alkolü, kumarı ve israfı yasaklamıştır. Milli piyango bileti, loto vb..  alınması da, çıkacak paranın yenilmesi de caiz değildir. İslam fıkhı açısından bu uygulamalar “kumar”dır. Bunlardan gelecek gelir ile de hayır yapılamaz. Asla helal değildir. Kur’an ayetlerinde şöyle buyrulmaktadır: Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bunlardan kaçının ; umulur ki kurtuluşa eresiniz. Gerçekten şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak İster. Artık vazgeçtiniz değil mi? ( Maide, 90-91) 31 Aralık’ta doruk noktasına ulaşan hazırlıklarla, kendilerini şuurlu zannettikleri halde nefislerinin esaretinden kurtulamayan gaflette ki müslümanlar, karnavala dönüştürülmek istenen 31 Aralık / 1 Ocak’a bağlayan geceye seyirci kalmaktadırlar. Bu nedenle yeni yılın ilk günü 1 Ocak tüm Türkiye’de resmi tatildir. Yılbaşı ve noel kutlamaları Romalıların güneş tanrısına taptıkları, putperestlik döneminden kalma bir gelenektir. Putperestler, bereket tanrısının çam ağacında yeniden vücut bulduğuna inanmakta, bu sebeple çam ağacına bereket sembolü diye tapınmaktaydılar. Ağaca asılan süsler ise babil tanrılarının birer simgesiydi. Dolayısıyla çamağacının ölümsüzlüğü temsil ettiğine, ağaca bağlanan bunların ise kötü ruhlar ve cadıları kovmak için yakıldığına inanılırdı. Bunlar tahrif edilmiş hıristiyan kültürüne Yunan ve Roma yoluyla girmiş putperest inanç ve efsanelerinden başka bir şey değildir. Uzun kış gecelerine  göre ayarlanmış, İslam dışı hareketlerle kutlanan bu gecenin İslâma dayanan hiçbir kökeni yoktur. Yılbaşı biz müslümanlar için yalnızca takvim başlangıcı olma fonksiyonundan başka bir şey değildir. Dini emirlerimiz ve millî geleneğimizde hiçbir yeri yoktur. Müslümanlara yakışmayan bu kutlamaların bugün bu kadar yaygınlaşmış olması putperest hıristiyan batı kültürünün bir zaferidir. Müşrik bir toplumdan kalan bu geleneğin inançlarımıza ne kadar zarar verebileceğini hiç düşündük mü?  Sorarım sizlere namaz kılıp, oruç tutan ben müslümanım diyen mü’min,  dinini mi terk eder mi ; o gece kâfirler gibi eğlenir mi?  Ne garip!  Biz müslümanlara  Yüce Allah  iki dini bayram ve cuma bahşetmiştir. Müşrikler müslümanların dini bayramlarına ve Kabemize nasıl yönelmiyorsa, Rabbimizin ve Peygamberimizin isteklerinden nasıl uzak duruyorlarsa biz müslümanlarda onların özel gün ve gecelerinden uzak durmalıyız. Sevgili Peygamberimiz  (sav): “Kim bir kavme benzerse, O  onlardandır” (Tirmizi ,müslim ,Ebu D.) buyurarak, davranış hal ve hareketlerimizde Yahudi ve hristiyanlara benzememizi yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim ayetlerinin ve Peygamber Efendimizin hayatı boyunca üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi de müslümanların İslam kimliğini, kendi inanç ve şahsiyetlerini kazanmaları ve kendilerine güven duymaları olmuştur. Kur’an-ı Kerim de müslümanların ısrarla birlik ve bütünlük içinde olmalarını, kafir ve münafıkları dost edinmemelerini emredilmektedir. İslam dini; kâfirlere, münafıklara, müşriklere benzemeyi kesin bir şekilde yasaklamış, haram kılmıştır. Kâfirlere benzemenin haram olduğu konusu hususunda tüm İslam âlimleri ittifak etmişlerdir. Yüce dinimiz İslam Allah tarafından insanlığın kurtuluşu için gönderilen son hak dindir. Hiçbir müslüman kendi dininin emirlerinden başka bir dinin inancını, adetlerini taklit edemez, başka milletlerin örf ve adetlerine itibar edemez. Milli ve manevi değerlerini yitirecek başka dinleri ve milletleri taklit etmek, şahsiyetsiz davranmak, fertler ve toplumlar için en büyük manevî  felaket ve alçalıştır. Kâfirlerin bayramlarını kutlamak, onların kutsal saydığı günleri, noel ve yılbaşı gecesini kutlamak, onların adetleriyle onlara benzemek, kesinlikle caiz değildir. Müslüman Kur’an ve sünnete uygun yaşamalı, kendi örf ve adetlerine uymalıdır. Kuran ve sünnete göre yaşamak  müslümanın şiarı olmalıdır. Kıymetli okurlar; Ömürden bir yıl daha tükendi; acısıyla, tatlısıyla... Şimdi muhasebe yapma zamanı: 2023 yılının bir muhasebesini  yapalım. Kârda mı, zararda mıyım?  Şöyle ki; beş vakit namazlar, oruçlar, sadakalar, zekatlar vs. İle  Rabbimin emir ve yasaklarına uydum mu? Bu yılda başıma gelen felaketlerden kendime pay çıkardım mı, ibret aldım mı? Allah’ın bana verdiği nimetleri; sağlığı, nefesi,  gençliği, ilmi, malı ve mülkü O’nun yolunda tükettim mi ? İslam için ne yaptım ? Nefis muhasebesini yaptıktan sonra bu geceyi Kur’an okuyarak, namaz kılarak, günah ve hatalarımızı düşünerek  onlara tövbe istiğfar getirmeli, günah batağına düşen tüm ümmeti Muhammed , kendi günah ve hatalarımız için bol bol tevbe istiğfar ederek yeni bir yıla imanlı bir şekilde girmeliyiz. Böylelikle hem aile fertlerine, hem de geleceğimizi  teslim edeceğimiz çocuklarımıza örnek olmalıyız. 2024 yılının siz değerli okuyucularımıza ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini dilerim.                                                                                                                                                   Selam ve dua ile...